17 Ekim 2009 Cumartesi

noel baba ishal olmuş ya da 12 parmak bağırsağıma yılan sıkıştı

bana gönderilen postada sevinçleri ellerinden alınmış cesetler vardı. bana anlatılan fıkralarda gülmeyi unutan adamlar vardı.bir gün bir doktara bir cellat gelmiş ve bir derdinin olduğunu söylemiş. bir adam bir doktora derdini anlatmış ve demişki'ben mutlu olamıyorum' bir doktor biraz düşünmüş ve bir fikir gelmiş aklına. "karşıda bir cellat var bir gün o bir cellatınyanına git" demiş. bir cellat bir anda ağlmaya başlamış ve göz yaşları bir bir dökülmüş yanaklarından. "iyi de bir doktor, o bir cellat zaten benim"

şimdi hepimizin aklında birer soru oluştu. hangimiz doktor? bana en yeminli hipokratlarınızı gösterin. hangimiz cellat? bana kafatası koleksiyonlarınızla yaptığınız halı desenlerinizden bahsedin. çokca sade bir yaşamı renklendirmek için yatmalı bir kez de olsa. sevişmeli onunla ölümüne. sen de tam bu esnada çıktın ya karşıma bir cellat, hem de hiç beklenmedik bir anda.herkes sevgilisini görebilmek için dersi kırarken, ben hayatı kırdım, mutfaktaki kapının camını kırdım. götürdüm seni. götürdüm işte herkesin olduğu her yerden, hiç kimsenin olmadığı heryere! orda hep beraber uyurduk seninle. çırılçıplak yatardık. üşüme diye tenimi çıkartırdım bedenimden, kırdığım tırnaklarımla, örterdim üstüne. sen bi güzel sarılır uyurdun. sabah uyanınca sevişir, sonra tekrar yatardık.

ve bir sabah uyandığımda bambaşka bir yerdeydim. yoktun sen. etrafıma bakındımyatağımdaydım kendi odamda. bir tıkırtı geldi yatağımın altından, eğilip baktım. ak sakallı dedemi ve noelden babamı sekishik yakaladım. komidinimden bir kaç litre mide asidi çıkartıp döktüm üstlerine eridiler. sonra onları küçük 3 şişeye doldurdum.birini beyaz saraya yolladım. birini karşıdan karşıya geçerken yanlışlıkla elimden düşürdüm. diğerini hala saklıyorum. inanmayan bakabilir hala ecza dolabımda. vestiyerin üst kısmında işte yukardaki dolapta.. bekle yetişebilmen için bi taburegetiriyim bari. evet evet su pamuğun yanındaki küçük mor şişe. DUR elleme HEYY!! evet artık o da yok kırdın işte!!! ama sana değil ayağının altıdaki minik tabureye kızıyorum ben. biri bana mide haplarımı getirsin. galiba gebeyim. yoksa size anneniz mart ayında kedi yememenizi tembihlemedi mi hala!?

yunus emre karadeniz

Hiç yorum yok: